Çerkezköy Evde Masaj Hizmetleri – Masör Ece

Çerkezköy Evde Masaj Hizmetleri – Masör Ece

Çerkezköy Evde Masaj onun yargısı, beni doğruluyor, beni kanıtlıyordu. Her vakit beni haklı çıkaran, en yüce yargılayıcıydı O. Yaşfakat bağladığım tüm sevgi, tüm coşku, tüm aşkla seviyordum Onu. Her yıl, birkaç gün inzivaya çekiliyordum. Papazın öğütlerini dinliyor, ayinlere katılıyor, teşbih çekip dualar ediyor, oÇerkezköy şöyle bir uğrayıp, yemeklerde ermişlerin yaşam hikâyelerini dinliyordum. Ak-Şamlan eve dönünce, annem bu iÇerkezköy Yakası kapanık, bu suskun tapınmama saygılı bir hoşgörü gösteriyordu. Özel bir deftere, ölümsüz ruhumun esinlerini geçiriyor, ermişlere yaraşır düşüncelerimi aktarıyordum.

Çerkezköy Evde Masaj daha da yaklaÅŸmak istiyordum, ama, bunu nasıl baÅŸarabileceÄŸimi bilmiyordum. Davranışlarım öylesine benden istenilenlere, benden beklenilenlere uygundu ki, olduÄŸumdan daha iyi, daha kusursuz olabilmek için yapılacak bir ÅŸey kalmıyordu geriye. Üstelik, Tanrının, benim gmeÅŸhurk davranışlarımla gerçekten ilgilenip ilgilenmediÄŸini de kestiremiyordum. Annemin kardeÅŸimle beni cezalandırmasına neden olan kusurlar, küçücük yanlışlardan öteye geçmiyordu. Poupette’i, bir kürk yakayı kaybetti diye adamakıllı azarlamışlardı. “İngiliz Deresi”nde midye avlamaya çalışırken suya düşmüş olduÄŸum süre, iÅŸiteceÄŸim azan düşünerek korkuya kapıldım. Åžansım yaver gitti de, o seferlik bağışladılar beni. Ama tüm bu haylazlıkların, ufak tefek yaramazlıkların ve hataların günahla ilintisi yoktu. Bu nedenle de, onları yapmamakla kendimi olduÄŸumdan daha temize çıkardığım inancını beslemiyordum.

Çerkezköy Evde Masaj

Çerkezköy Evde Masaj utanç veren, Tanrının bizlere o kadar çok şey vermesine rağmen, bizlerden, pek azca şey, o da günlük düzenimizi aksatmayan pek azca şey istemesiydi. Bazen bakardım da, komünyondan gelen insanoğluın, sanki hiçbir şey olmamışçasına yeniden günlük yaşantılarını nasıl sürdürdüklerine şaşardım. Hoş, ben de aynı şeyi yapıyordum; ama, utanıyordum da bundan. Geniş anlamda düşünüldüğü vakit, Tanrıya inananlarla inanmayanlar aynı yaşantıyı sürdürüyorlardı. Nihayetinde, gmeşhurk yaşam düzeni içinde doğaüstü oluşumlara yer olmadığı inancına vardım. Oysa, asl olan öte dünyaya ilişkin yaşamdı. Önemli olan oydu.

Bir sabah durup dururken, ruhun sonsuz rehauna inanan bir Hıristiyanın bu dünyada olup bitenlere hiç önem vermemesi gerektiÄŸi düşüncesi saplandı kafama. Öyleyse, insanların çoÄŸunluÄŸu, bu dünyada iyi mi yaÅŸayabiliyorlardı? Bu mevzu üzerinde ne kadar kafa yorsam, aklım o denli karışmaya baÅŸladı. Sonucunda, ne olursa olsun, onların yolundan gitmemeye karar verdim: Ben yolumu seçmiÅŸ, ölümlü ile ölümsüz arasındaki seçmemi yapmıştım. “Rahibe olacağım” dedim kendi kendime. Yardım demeklerinde çalışan rahibelerin eylemi, bana gereksiz ve yararsız görünüyordu. Aklıma yatan tek ÅŸey, ömrümün sonuna kadar kendimi Tanrıya adamak olacaktı. Bir Karmelit rahibesi olacaktım. Bu düşüncemi kimselere açmadım. Iyi mi olsa ciddiye almayacaklardı. Bir tek evlenmemeye kararlı olduÄŸumu açıklamakla yetindim. Babam, bu sonucumı duyunca gülümsedi.