Çerkezköy Masaj Salonu-Masör Bayan Esra

Çerkezköy Masaj Salonu-Masör Bayan Esra Asurlu bir baba, kızı gönüllü olarak bekaretini kaybetse bile kayıp bekaretten kazanç elde edebilirdi. Bu durumda kızın sevgilisi başlık parasının üç katını ödemek zorundaydı ama kendi karısını istenildiği benzer biçimde kullanılsın diye vermesi icap etmiyordu. Onun yerine, baba öfkesini kızından çıkarmaya teşvik ediliyordu: “Baba kızına istediği gibi muamele edebilir.” Bu cümle, babanın çocuklarına yapabileceklerine sınır koymadığı benzer biçimde yasal bir aşırılığı da ifade ediyordu. Her halükarda evlendikten sonra kadınlara daha iyi davranılmıyordu.

Bir kocanın karısını kırbaçlayarak, döverek, saçını çekerek ve kulağını keserek cezalandırabileceğine dair apaçık yasalar ortadaydı. Asurlulardaki bekaretin bedelini babalara ödeme sistemini Tevrat da takip etti. Yakındoğu’nun öteki her yerinde olduğu benzer biçimde saygı duyulan İbrani kızların da seks için eşlerini seçme hakkı yoktu. Yalnızca fahişeler bu hakka sahipti. Eğer bakire bir kız bir erkekle her ne surette olursa olsun yiyişmeye karar verdiyse, bu seçimi kalıcı addedilirdi. Bakire bir kızla hangi erkek yatarsa, kızın başlık parasını (kızın bir bakire olarak bedelini) babasına ödeyip sonrasında da kızla evlenmesi şarttı.

Çerkezköy Masaj Salonu-Masör Bayan Esra

Çerkezköy Masaj Salonu-Masör Bayan Esra Asurlularda olduğu şeklinde babanın parayı alıp kızını muhtemelen daha düşük bir bedelle başka birine verme imkanı da vardı. Eğer kız zorla alıkonulmuşsa, iş birazcık değişiyordu. Bu durumda kızı alıkoyan adamın yüklü oranda para ödeyip hanımla ileride asla boşanmaksızın evlenmesi zorunluydu. Gene burada da kadının mutluluğu önemsizdi. Tecavüze uğramanın acısı, hayatının geri kalanını tecavüzcüsüyle geçirmesi ve karısı olarak onun iradesine doğal olarak olma zorunluluğuyla katmerleniyordu.

İncil’in yasaları Asurlularınki kadar şiddetli değildi. Sözgelimi misilleme olarak diğer insanın karısına tecavüz etme cezası yoktu, fakat kutsal mitoloji fazlaca vahşiydi. Yaradılış Kitabı (Tekvin), Yakub’un kızı Dina’nın hikayesini anlatır. Dina evinden “çıkıp” Şekem isminde komşu bir prens tarafından “alınır”. Bu “alınmanın” saldırı sonucu mu, yoksa ikna yada ikisi arasındaki bir şeyle mi olduğu mevzusunda metin açık değildir fakat Şekem’in Dina’ya âşık olduğu ve onu evine aldıktan sonrasında evlenmeye karar verilmiş olduğu kesindir.